9 Eylül 2009 Çarşamba

MERHABA BEN KILARK KENT BANA KISACA SÜPERMEN DİYEBİLİRSİN

Bu gün kapım çaldı, sevgili postacım Abbas geldi yine. Postacım diyorum çünkü kendisi devlet tarafından bana özel tahsis edildi.

Şu internette ne ararsan var. Her gün alışveriş ediyorum. Daha 2 gün önce 100 gr Ribonükleotid sipariş ettim Tayvan'dan. Ondan önceki gün de nükleer bir element olan Abazonyum istemiştim Rusya'dan. Şans bu işte ikisi de aynı anda geldi.

Her gelene kapı açmıyorum elbet. Hele hele Abbas gelince bi yirmi dakika bekliyor kapıda çünkü radyasyon koruyucu kıyafetlerimi giymem gerekiyor kapıyı açmak için.

Neyse efendim abbas geldi. Açtım kapıyı, elinde iki tane paket. Pek de bir küçükmüşler hevesim kırıldı. Bir metrelik çelik kancamı uzatıp aldım paketleri. Abbas da bön bön bakıyor. Yine tutamadı dilini "Yaw amma bekletiyorsun her seferinde, iki küçük paket için velvele yapıyorsun" dedi.Ben de keh keh güldüm.

Apartman biraz loştu, Abbas hafif bir ışık saçıyordu. Arkasnı döndü ve asansörün düğmesine bastı. Basmasıyla birlikte düğme eridi ve içeri göçtü. Abbas mahçup bir gülümsemeyle dudaklarını büktü. Yavaş çekim bir Türk filmi edasıyla merdivenlere doğru süzüldü. Ben keh keh diye gülmeye devam ettim.

Hiç yorum yok: